İstinaf, iş davalarında yerel mahkemenin verdiği karara itiraz etme durumunda başvurulan kanun yollarından biridir. Yerel mahkeme kararında itiraz edilebilecek hususlar olduğunda taraflar bir üst mahkeme olan İstinaf Mahkemesine başvurabilir. İstinaf davaları Bölge Adliye mahkemesinde görülür. Mahkemede karar ve itiraz eden tarafın itiraz ettiği hususlar incelenir. Gerekli görülürse yeni delil toplanır, tanık dinlenir veya keşif yapılır.
İstinaf mahkemesi başvurusu dilekçe vererek veya mahkeme katibine başvuru yapılarak gerçekleştirilir. İstinaf mahkemesi öncesi kararın taraflara bildirim süresi vardır. İki hafta içersinde İstinaf mahkemesi için başvuru yapılmalıdır. Önemli bir husus da üç bin Türk Lirasını geçmeyen davalarda İstinaf mahkemesi açılamaz. Davanın açılabilmesi için söz konusu miktarın üç bin Türk Lirasının üzerinde olması gerekir.
İstinaf mahkemesi yerel mahkemelerin daha doğru karar vermelerini sağlamak amacını güder. İstinaf mahkemesi bir anlamda yerel mahkemelerin denetçisi durumundadır. İstinaf mahkemeleri halkın mahkemelere olan güvenini arttırır ama bazı olumsuz yönleri de vardır. Bunlardan ilki zaten yavaş ilerleyen hukuk sürecinin çok daha fazla sürmesine neden olmasıdır. İlk davadan sonra İstinaf mahkemesinin de sonucunu beklemek mahkeme tarafları için yıpratıcı bir süreçtir. İkinci husus da mahkeme masraflarının artmasıdır. Ayrıca istinaf mahkemelerinin başka şehirde olması durumunda yerel mahkeme ile bilgi alışverişinde personel eksikliği gibi sorunlardan kaynaklanan noksanlıklar ortaya çıkmaktadır.
Faydalarına gelince yerel mahkemeler verdikleri kararları İstinaf mahkemesine kalmaması için daha titiz davranmaktadır. Ayrıca dava ile ilgili taraflar yerel mahkeme kararında bir açık olduğunda başvuru yapabilecekleri bir kontrol merciinin bulunmasından dolayı hukuka güven duymaktadır. Temyiz Davası İstinaf Mahkemesinin kararına göre açılır.
Temyiz Davası
İstinaf mahkemesi kararına itiraz etmek için temyiz davası açılır. Burada üçüncü bir denetim sitemi de devreye girmiş olur. Davaya Yargıtay bakar. Yargıtay yeniden delil toplamaz, keşif yapmaz veya tanık dinlemez. Yargıtay sadece verilen kararın doğruluğunu hukuksal açıdan inceler. Temyiz davası, temyiz dilekçesini vererek açılır. Kararın tebliğ tarihinden sonra iki hafta içersinde Temyiz başvurusu yapılmalıdır.
Temyiz Dilekçesinde olması gerekenler:
- Tarafların adı, soyadı, sıfatları ve adres bilgileri.
- Tarafları temsil edenlerin veya bunların vekillerinin adı, soyadı, sıfatı ve adresleri.
- Temyiz konusu olan kararın hangi mahkeme tarafından görüldüğü, mahkeme sayısı ve tarihi.
- İstinaf mahkemesi kararı hakkında ki bilgiler. Mahkeme kararının bir özeti.
- Temyizin neden yapıldığının belirtilmesi.
- Gerekli imza ve kimlik bilgileri.
Yukarıda yazılan şartları yerine getiren taraf dilekçe ile mahkemeye başvurduğunda itiraz edilmeden temyiz davası açılabilir. Aynı şekilde başvuruyu aynı belgelerle vekili veya hukuki temsilcisi de yapabilir. Yargıtay İstinaf mahkemesinin kararını doğru bulmayıp bozarsa yeni bir karar alınmak üzere dosya yeniden istinaf mahkemesine gönderilir.
İş davalarında ki anlaşmazlıklarda ilk başta yerel mahkemeye dava açılır. Burada çıkan sonuç taraflardan birinin itirazı ile ve 2017 yılından sonra belirlenen 3000 TL’nin üzerinde ki bir meblağ söz konusu ise Bölge Adliye mahkemesinde İstinaf Davası açılır. Bu süre tebliğ tarihinden sonra iki haftadır. Bu karara da itiraz edilecekse Yargıtay’a Temyiz Davası dilekçesi ile başvurulur.
Görüldüğü üzere iş davalarında üçlü bir sistem konularak en doğru kararın alınması sağlanmak istenmiştir. Fakat burada önemli diğer bir husus bu şekilde görülen dava sürecinin çok uzayacağıdır. 7036 sayılı iş kanunun uyarınca bu süreci kısaltmak ve yargı yükünü azaltmak amaçlarıyla işçi-işveren arasında ki maddi anlaşmazlıklarla işe iade gibi davalarda ilk olarak arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Arabulucuda anlaşma olmazsa yargı yolu açılmaktadır.
Diğer Yazılarımız:
İşçinin Sigorta Primlerinin (SGK) Eksik Yatırılması Davası