İşçi ile işveren arasında çıkabilecek olası uyuşmazlıkların çözümü, iş hukukunun niteliği dikkate alındığında özel bazı düzenlemeleri gerektirmektedir. Bu sebeple ülkemizde iş mahkemeleri özel görevli bir ihtisas mahkemesi olarak düzenlenmiştir.
İçindekiler
İş Mahkemelerinin Görevleri
İş mahkemeleri, iş davalarına bakmakla görevlidir. Hangi davaların iş davası olduğu konusu genel olarak iş mahkemesi kanununda düzenlenmekle birlikte bazı özel kanunlarda da bu davalar hakkında hüküm koyulmuştur. Bu düzenlemelere göre iş mahkemeleri; iş kanununa göre işçi sayılan kimseler ile işveren sıfatına haiz kişiler arasında, hizmet yani iş sözleşmesinden veyahut İş Kanununa dayanan hak iddialardan doğan iş davalarına bakar.
Bundan başka, iş sözleşmesinden doğan bir alacak davası söz konusu olduğunda işçinin mirasçıları bile dava açsa bu dava iş mahkemesinde görülmek zorundadır. Ayrı iş mahkemesi bulunmayan bölgelerde ise davaya, asliye hukuk mahkemesi iş mahkemesi sıfatıyla bakmak durumundadır.
İş Mahkemelerinde Zamanaşımı Süreleri
İş Kanununa bakıldığında zamanaşımı süreleri konusunda genel bir süre belirtilmemiştir. Bu süreler işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı bakımından 10 yıl olmakla beraber kalan diğer işçi alacakları için 5 yıldır. İşe iade davasında ise bu süre bir aydır. Bu zamanaşımı sürelerinin başlangıç tarihleri ise işe iade davalarında, işçinin işverenin yapmış olduğu fesih bildirimini öğrenmesinden itibaren başlar, tazminatlarda sözleşmenin feshedildiği belirtilen tarih ya da feshe sebep olan fiilin vukuu bulduğu tarihtir.
Ücretlerde ise bu durum değişkenlik gösterir. Eğer ücret alacağı hizmet sözleşmesinin bitişine bağlanmışsa, zamanaşımı sözleşmenin feshedildiği tarihte başlar. Ancak maaş, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili gibi çalışmaya bağlı olarak değişebilen ücretler için, hakkın doğduğu andan itibaren gelen ilk maaş ödeme günü başlatılmış olur.
Dava Açmadan Önce Karşı Tarafa İhtarname Göndermek Gerekli midir?
Hukuk düzeninde ihtarın temel amacı borçluyu temerrüde düşürmektir. Belirli vadeli alacaklarda ihtara gerek yoktur. Borcun vadesi geldiğinde borçlu borcunu ödemezse temerrüde düşmüş olur ancak belirsiz vadeli alacaklarda borçlunun temerrüde düşebilmesi için karşı tarafa ihtar çekilmesi gerekir. İş davalarında da sözleşmelerin büyük çoğunluğunun vadesi belirli olduğundan dava öncesi temerrüt faizi için ihtar çekilmesine ekstradan gerek yoktur. Zira vade geldiği tarihten itibaren temerrüt faizi olarak belirttiğimiz gecikme faizi işlemeye başlayacaktır. Ama yine de ihtarın, yargılamada delil teşkil edebileceği lehe durumlar göz önüne alındığında, çekilmesinde fayda vardır.
İş Mahkemesindeki Davalarda Vekil Tutmak Şart mıdır?
Hukuk düzenindeki diğer davalar gibi iş davalarında da kişi kendini avukatsız olarak temsil edebilir. Kişinin yapması gereken tek şey dava konusu istem ile ilgili bir dilekçe hazırlayarak; bu dilekçeyi görevli ve yetkili mahkemeye ilgili harçlarla beraber iletmektir. Ancak bütün bu süreç yoğun bir hukuki bilgi birikimi gerektirdiğinden kişinin bir avukat ile temsil edilmesi ya da gereken hukuki bilgileri elde etmesi daha isabetli olur.
İş Mahkemelerinde Uygulanan Yargılama Usulü
İş davaların yer yönünden yetkili olan mahkeme, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri veyahut işçinin işini gördüğü iş yerinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesidir. Bu iki yetki kuralı ihlal edilerek yapılabilecek olan yetki sözleşmeleri geçersizdir. Çünkü bu yetki kuralları kamu düzenine ilişkindir. Davanın açılması üzerine taraflar, iş mahkemelerindeki ilk oturum için davet edilirler. İki taraftan birisi bu oturuma icabet etmezse, gelmeyen tarafın yokluğunda tahkikat aşaması devam eder.
İş mahkemesi ilk oturumunda tarafları uzlaşmaya davet eder. Taraflar uzlaşmaz ise mahkeme yargılamaya devam ederek esas hakkında bir karar vermeye çalışır. Ancak taraflardan birisi veya vekili ilk oturuma icabet etmez ise uzlaşma teklif edilmeden dava, gelmeyen kişinin yokluğunda devam eder.
İş mahkemelerinin son kararlarının karşı tarafa bildiriminden itibaren sekiz gün içerisinde taraflar istinaf yoluna başvurabilirler. Ayrıca istinaf mahkemelerinin kararlarına karşı da taraflar, eğer temyiz miktarı olarak belirlenen sınır geçilmiş ise temyiz yoluna başvurabilirler.
İş mahkemesinin miktarı belirli bir sınırı geçmeyen alacak davaları hakkında vermiş olduğu kararlar kesindir; bu sebeple istinaf ve temyiz gibi kanun yollarına başvurular kapalıdır. Aleyhine kanun yoluna başvurulan iş mahkemesi kararlarına karşı inceleme yapacak olan üst merciler iki ay içerisinde kararlarını verirler.
Ayrıca iş mahkemelerinde görülen davalar ivedilikli işlerden sayıldığından bu davalara adli tatil süresinde de bakılır. Unutulmamalıdır ki günümüz uygulanan iş yasaları, sosyal devlet anlayışı gereği daha zayıf konumda olan işçileri olası hak kayıplarına karşı korumaktadır. Yeter ki dava açacak olan kişi doğru adımları doğru zamanlarda atmış olsun.
Diğer Yazılarımız: