Yabancı mahkeme hükümlerinin tenfizi ile tanınması iki ayrı ve farklı müessesedir. Uygulamada tanıma ve tenfiz çoğunlukla birlikte kullanılmakta ve aradaki ayrım göz ardı edilmektedir.
Uluslararası ticari tahkimde haklı olduğu ortaya çıkan taraf, kararın bir an önce uygulanmasını istemektedir. Burada tahkimin amacı alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ya da arabuluculuk yerine uyuşmazlık hakkında bağlayıcı bir karar oluşturmaktır. Haksız çıkan taraf kararın gereğini yerine getirilmemesi halinde ulusal icra takip usulleri uyarınca kararın icra edilmesidir.
Türkiye, New York Sözleşmesi’nde taraf olarak yer almaktadır. Farklı kıtalarda bulunan 144 ülkenin katıldığı ve 1958 tarihinde yayınlanmış olan Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, yabancı hakem kararlarının tenfizini hazırlar ve düzenler. Aynı zamanda Türkiye, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku (MÖHÜK) hakkında maddelerinde yer alan hükümler de bağlı olunan bir diğer düzenleme olarak göze çarpmaktadır. Bu iki sözleşme ve düzenleme ile yabancı mahkeme kararlarının tanınması kabul edilmiş ve esas alınmış olarak görülebilmektedir.
İçindekiler
Tanıma ve Tenfiz Başvurusu Nasıl Yapılmalıdır? Şartlar Nedir?
Herhangi bir durumda yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizini isteyen bir kişi, yetkili mahkemelere ve görevlilere dilekçe ile birlikte bir başvuru yapmalıdır. MÖHÜK’ün 61. Maddesine göre dilekçeye eklenmesi gereken belgeler şu şekildedir;
- Hakem kararının usulen kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcılık kazanmış aslı veya usulüne göre onanmış örneği,
- Tahkim sözleşmesi veya şartının, aslı yahut usulüne göre onanmış örneği
Bu belgelerin tercüme edilmiş ve usulen onanmış olan belgeleri mutlak suret ile teslim edilmelidir.
New York Sözleşmesi’ne göre de dilekçeye eklenmesi gereken belgeler de şu şekilde olmaktadır;
- Hakem kararının usulüne göre tasdik edilmiş aslı yahut aslına uygunluğu tasdik edilmiş bir sureti,
- Kararın dayandığı tahkim anlaşmasının aslı veya usulü dairesinde tasdik edilmiş sureti.
Yine bu belgelerin, başvurulan mahkemenin resmi dilinde yazılmamış ise tercümesi de sağlanmalıdır.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için de bazı gerekli şartlar sağlanmalıdır. Bu şartlar;
- Tenfizi istenen karar yabancı hakem kararı olmalıdır.
- Hakem kararının kesinleşmesi ve icra kabiliyeti kazanması veya taraflar için bağlayıcı olmalıdır. (İptal edilmemiş olmalı veya icranın geri bırakılmamış olması gerekir.)
- Tahkim anlaşmasının yapılmamış olması gerekir.
- Aleyhine karar verilen tarafın hakem tayininden veya tahkim yargılamasından haberdar edilmemiş olması gerekir.
- Uyuşmazlığın tahkime elverişli bulunması gerekecektir.
- Hakem kararının tenfiz devletinin kamu düzenine aykırı olması gerekir.
Yetkili Olan Mahkemeler Neresidir?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Fakat tanıma ve tenfiz davalarında MÖHUK 51. Madde özel yetki kuralı getirmiştir. Söz konusu hükme göre “kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden” istenebilir.
İlgili hükümde yer alan “yerleşim yeri” ve “ sakin” kavramları Türk Medeni Kanunu çerçevesinde anlaşılmalıdır. İkametgâhın (yerleşim yerinin) nasıl belirleneceği konusu ise Türk Medeni Kanunu’nun 19, 20, 21 ve 22. maddelerinde düzenlenmiştir. Medeni Kanuna göre, “yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer” olup “bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz.” Bu kapsamda kendisine karşı tenfiz kararı istenen yabancı kişilerin yerleşim yerinin belirlenmesi büyük önem taşınmaktadır. Yabancıların Türkiye’de ikametgâh tesis etmeleri sürekli kalma niyeti ve fiili oturma şartına bağlıdır. Yabancının Türk makamlarından ikamet izni almış olması, tek başına, Türkiye’de ikametgâh sahibi olduğu şeklinde yorumlanamaz.
Kararların Kesinleşmesi ve İcraya Konulması
Tenfizine karar verilen yabancı mahkeme ilamları Türk mahkemeleri ilamları gibi icraya konulur. Yine aynı şekilde tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizi genel hükümlere tâbidir. Bununla birlikte MÖHUK 57/2. Maddesi açıkça tenfize konu olan kararların temyizi, kararın yerine getirilmesini durdurur. Bir başka anlatım ile tenfiz kararları kesinleşmeden takibe konulamaz. Bir ilamın kesinleşmesi, ilama karşı tüm hukuki yollarının tüketilmesi veya usul hükümleri çerçevesinde belirlenen sürelerde bu yolların denenmemesidir.
Diğer Yazılarımız:
Dava, Tahkim ve Uyuşmazlık Çözümü