İsim ve soy isim değişikliği davalarında uzun zaman boyunca görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleriydi. Fakat Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu kararla birlikte görev problemi ortaya çıkmış ve Asliye Hukuk Mahkemesi ile Sulh Hukuk Mahkemesi görevli mahkemenin hangisi olacağı konusunda tereddüte düşmüştür. Nitekim bazı Asliye Hukuk Mahkemesi isim ve soy isim değişikliklerine karar verirken bazıları da görevsizlik kararı vererek Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararı doğrultusunda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermiştir.
İçindekiler
İsim Değiştirme Nasıl Olur?
Günümüzde toplumsal yapının özellikleri oldukça kısa sürede değişim göstermektedir. Bu durumun bir yansıması olarak geçmişte aile bireylerinin tercihine göre konulan isimler zamanla kişi üzerinde bir takım rahatsızlıklar doğurabilmektedir. Bununla birlikte kişinin hayatında sonradan ortaya çıkan durumlar hâlihazırdaki isminin kötü anılmasına yol açabilmektedir. Yine kişiler sahip oldukları isimlerle kendi karakterleri arasında ilişki kuramamakta bu durumdan dolayı mutsuzluk duyabilmektedir. Buna benzer durumlarda günümüzde sıklıkla başvurulan işlemlerden biri isim ve soy isim değişikliğidir. Türk Hukukuna göre bu işlemin yapılabilmesi için Medeni Kanunun 27. maddesine göre isim ve soyadı değiştirme davası açılması gerekir. Genellikle başvuru yapan kişilerin sunmuş olduğu nedenler şu şekilde olmaktadır;
- İsmin gülünç, çirkin, iğrenç veya ahlaka aykırı bir anlam taşıması
- İsmin elverişsizliği veya söylenmesinin güç olması
- Aynı ismin birden fazla kişi tarafından kullanılması nedeniyle başkaları ile karışıklığa yol açması
- Din ve uyruk değiştirme
- Cinsiyet değiştirme
- Kişinin başka bir isim ile tanınıyor olması
- İsmin kişinin ilerlemesine veya ticari faaliyetlerine engel olması
- Aileden birinin ağır suç işlemesi veya kötü şöhret sahibi olması
- Kullanılması yasak isim kullanılıyor olması
- Kişisel ilişki sağlama
Gerekli Olan Evraklar
Genellikle nüfus kayıtları üzerinden yürütülen isim ve soyadı değiştirme davası, herhangi bir özel evrak gerektirmeyen dava çeşidi olmaktadır. Bununla beraber isim ve soyadı değiştirmek için talebe esas teşkil eden olgu özel bir evraka bağlı ise ilgili olan evrak delil olarak mahkemeye sunulabilmektedir.
Kişinin kullanmış olduğu ad ve soyadı yüzünde sosyal hayatında herhangi bir karmaşa gelmiş ise ya da resmi işlemlerde herhangi bir karışıklık oluşmuş ise bu durumları kanıtlayan belgeler dava dosyası ile mahkemeye iletilmelidir.
İsim ve soyadı değiştirebilmek için gerekli olan en önemli şey tanıklardır. Tanık beyanlarının kişinin isminin herhangi bir sorun teşkil etmediği saptanır ise dava red edilebilir. Bu nedenle tanık beyanlarının önemi oldukça fazladır. Bu şekildeki başvurularda kişinin 2 tanık bulması gerekmektedir. Bunlardan bir tanesinin de kişinin ailesinden olmaması şartı olmaktadır.
Hangi Mahkemeye Başvuru Yapılmalıdır?
Adını veya soyadını değiştirmek isteyen kişi, bizzat kendisi veya bir avukat aracılığı ile yerleşim yeri Asliye Hukuk mahkemesine bir dilekçe ile başvuru yapar. Ad ve soyadı değiştirilmesi davası görülürken;
- Cumhuriyet Savcısı,
- Nüfus Müdürü veya nüfus memuru hazır bulunur.
- Ad ve soyadı değişmesi kişisel durumları etkilemeyecektir. Kişi erkek ise erkek, kadın ise kadın, bekâr ise bekâr olmaya devam edecektir.
- Ad ve soyadı değiştiğinde, hâkim bu değişikliği yerel gazetede ilan ettirir ve nüfus müdürlüğüne bildirir.
- Kocanın soyadı değiştiğinde, evlilik birliği içerisindeki kadının, küçük çocukların ve evlatlığın soyadı da değişecektir.
Babası Sebebi İle Soyadı Değişen Çocuğun Yeniden Eski Soyadına Dönmesi
Bu durumun gerçekleşebilmesi için öncelikle çocuğun reşit olması gerekmektedir. Daha önce Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yer alan nüfus değişikliği davalarının yalnızca bir defa açılabileceğine dair hüküm nedeniyle bu konu tartışılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen böyle bir davada;
“Diğer taraftan reşit olmayan çocukların babalarının değiştirdiği soyadını reşit olana kadar kullanmaları zorunlu ve reşit olmadan açılan dava, ancak reşit olana kadar onları bağlayacağına göre, reşit olduktan sonra şahsa sıkı sıkıya bağlı haklarını kullanabilecekleri ve soyadının değiştirilmesini isteyebileceklerinin, kabulü gerekir” şeklinde karar vermiştir.
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun “Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir” şeklindeki 36. maddesinin 1/b bendi Anayasa Mahkemesi’nin 30.03.2012 tarihli 2011/34 E, 2012/48 K sayılı kararı ile iptal etmiştir. Bu iptal kararından sonra nüfus kaydının düzeltilmesi davasının birden çok defa açılabilmesi önünde yasal bir engel de kalmamıştır.
Dava Ne Kadar Sürer ve Nasıl Sonuçlanır?
İsim veya soyadı değiştirme davalarında yapılacak araştırma, ileri sürülen haklı nedenlerin ve isim değişikliğinin hukuki bir sakıncasının olup olmadığının incelenmesidir. Genel olarak bu davalarda dayanılan kanıtlar, tanık beyanları ve varsa yazılı belgelerdir. Bu davalar, görüldüğü mahkemenin yoğunluğu ve işleyişine bağlı olarak değişmekle birlikte, genelde dört – altı ay gibi bir sürede sonuçlanabilmektedir.
İsim ve soyadı değişikliği davası sonucunda mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz edilmemesi durumunda karar kesinleşir. Temyiz edilmişse Yargıtay incelemesinin yapılması beklenir. Kararın kesinleşmesi sonrasında verilen değişiklik hükmünün ilan edilmesi gerekir. Bu ilan kişinin sosyal durumuna göre ulusal veya yerel gazetede yapılabilir.
Diğer Yazılar:
Kıdem Tazminatı Alma Şartları Nelerdir?
Sigortasız Çalışan İşçinin Hakları