Boşanma davaları günümüzde en sık görülen dava türlerinden biridir ve boşanma davalarının pek çok dinamiği bulunmaktadır. Öte yandan boşanma davalarında süreci etkileyen birden fazla unsur da yer almaktadır. Anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası olarak ikiye ayrılan boşanma davalarında süreci etkileyen unsurlar arasında mal paylaşımı, varsa müşterek çocuğun velayetinin kime verileceği, nafaka belirlenmesi, boşanma protokolü gibi pek çok konu devreye girmektedir. Tüm bunların yanında kafalarda pek çok soru işareti oluşturan ve boşanma davası sürecine etkide bulunan bir başka konu da hamilelik halinin bulunmasıdır. Eşin hamile olması durumunda boşanma davası sürecinin nasıl gerçekleşeceğine dair önemli noktaları bilmek gerekmektedir.
Bilindiği gibi evlilik birliğinin çeşitli sebeplerle sürdürülemediği durumlarda boşanmayı istemek kişisel bir haktır. Eşler gerek anlaşmalı boşanma davası gerekse çekişmeli boşanma davası sürecinde, evlilik birliğini sonlandırmak isteyebilir ve Aile Mahkemelerine başvurarak boşanma davası açabilmektedir. Ancak evliliğin sonlandırılabilmesi için bazı şartlar aranmaktadır.
Öte yandan, boşanma davalarında süreci etkileyen ve hatta sürecin yönünü değiştiren pek çok unsur da bulunmaktadır. Nafaka, varsa müşterek çocuğun velayetinin kime verileceği, boşanma tazminatının miktarı, boşanma protokolünün hazırlanması, mal paylaşımı gibi konular dava sürecini etkileyen unsurlar arasında yer almaktadır. Ancak boşanma davasına etkide bulunan ve en fazla soru işaretini de beraberinde getiren önemli konulardan biri eşin hamilelik halinin bulunmasıdır.
DETAYLI BİLGİ İÇİN BOŞANMA AVUKATI SAYFAMIZI ZİYARET EDİN.
www.cetinkayahukuk.com/bosanma-avukati
İçindekiler
Hamileliğin Boşanma Davasına Etkisi
Boşanma davalarında eşin hamile olması halinde hakimin kararını etkileyen konulardan biri boşanma davasının anlaşmalı mı yoksa çekişmeli olarak mı açılmış olduğudur. Eğer boşanma davası çekişmeli boşanma davası şeklinde görülüyorsa, bu durumda hakim boşanmaya ilişkin kararını hamileliğin sonlanmasıyla ya da doğumun gerçekleşmesiyle birlikte açıklamaktadır. Eğer boşanma davası anlaşmalı şekilde açıldıysa yine hamile eşlerin hakları gözetilerek ve boşanma protokolündeki bazı maddeler hakim tarafından düzenlenerek evlilik birliğinin sonlandırılmasına hüküm verilebilmektedir.
Hamile Kadının Korunması
Türk Ceza Kanunu kapsamında hamile kadın koruma altına alınmaktadır. Bu bağlamda, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 233. Maddesi’nin 2. Fıkrasında ‘Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan kadını çaresiz durumda terk eden kişiye, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir’ denilmektedir. Ancak, evlilik birliği içerisinde kadının hamile veya gebe olmadığı halde kocasını hamile olduğuna inandırması ve kandırması duygusal güveni zedelediğinden boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir davranış olarak kabul edilmektedir. Bu durumda eşler arasında müşterek hayatın temelinden sarsacak seviyede ve aile birliğin devamına olanak vermeyecek şekilde şiddetli bir geçimsizlik olduğu kabul edilmekte ve davacı eşin dava açması haklı bulunmaktadır.
Terk Edilen Hamile Kadının Hakları Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu, hamileyken eşi tarafından terk edilen kadınların haklarını kanunlar çerçevesince koruma altına almaktadır. Buna göre, resmi nikahlı eşi tarafından hamile olduğu halde terk edilen kadın iki şekilde hareket edebilmektedir. Birinci olarak boşanmak isteyen hamile kadın açacağı boşanması davasıyla Türk Medeni Kanunu’nun 197. Maddesine göre nafaka, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ilişkin taleplerde bulunabilmektedir. Madde metni şu şekildedir: “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya aile huzurunu ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.”
Türk Medeni Kanunu’nun bu maddesinden de anlaşılacağı üzere, hamileyken eşi tarafından terk edilen ancak boşanmak istemeyen kadın neler talep edebilir?
*Kendisi ve varsa diğer çocuklar için tedbir nafakası
*Müşterek konutun kendine tahsis edilmesi
*Müşterek konuttaki eşyaların kendine tahsis edilmesi
*Varsa mal varlıklarına yönelik tedbirlerin konulması.
Mal varlıklarına yönelik konulabilecek tedbirler ise şunlardır: Aile konutu şerhi konulması, eşin müşterek konut veya araba ve diğer malvarlıklarında tasarruf yetkisinin kısıtlanması, tasarruf mevduatının bloke edilmesi…
Bu maddelere ilişkin olarak dikkat çekilmesi bazı hususlar da bulunmaktadır. Örneğin, kendisi ve varsa diğer çocukları için tedbir nafakası talep edebilecek olan hamile kadın, doğmamış çocukları için ancak doğumdan sonra nafaka talep edebilmektedir. Aynı zamanda varsa mal varlıklarına ilişkin alınabilecek tedbirlerle ilgili olarak, bu tedbirler dava süresince ve hakim kararının kesinleşmesine kadar devam edecektir. Dava karar bağlandığında tedbirler kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
İddet Süresi Nedir?
Boşanma davalarının en merak edilen konularından biri de “iddet süresi”dir. Türk Medeni Kanunu, evlilik birliği hakim kararıyla sonlandırılmış olsa dahi yeni bir evlilik yapılabilmesi için bazı şartlar aramaktadır. Buna göre, Türk Medeni Kanunu’nun 132. Maddesi gereğince iddet süresi beklenmektedir. İddet süresi, boşanma gerçekleştikten sonra kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süre anlamına gelmektedir. Yani evliliğin sona ermesinden itibaren kadının yeniden evlenebilmek için 300 gün beklemesi gerekmektedir. Bunun sebebi, kadının hamilelik halinin ortaya çıkma ihtimalinin göz önünde tutulmasıdır. Böyle bir durumda babalık davası konusunun ortaya çıkmaması adına iddet süresi ödem kazanmaktadır.
DETAYLI BİLGİ İÇİN BOŞANMA AVUKATI SAYFAMIZI ZİYARET EDİN.
www.cetinkayahukuk.com/bosanma-avukati
Diğer Yazılarımız:
Boşanma Davasında Hakim Neler Sorar?
Boşanma Davasında Neler Talep Edilir?